Blokchain Tekniği, bir gıdanın tam işleme süreçlerinde elde edilen üretimle ilişkili verilerin ve (barkod, QR kodu, RfiD verileri ve ürünle ilgili sıcaklık, Ph vb değerleri algılayan akıllı sensör verileri) ürün ile merkezi olmayan bir yapı üzerinden ilişkilendirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Blockcahin tekniğinin temel avantajı, düşük maliyet ve yüksek hızla bir gıdanın tüm üretim süreçlerine ilişkin verileri toplayıp analiz etme ve ürün kimliği oluşturmaktır. Blockchain teknolojisi adını kriptopara birimi bitcoin ile yaygın olarak duyurdu. Gıda endüstrisinde bu teknolojinin kullanım yeri nispeten yenidir. IBM ile Walmart ortaklığı ile yürütülen bu pilot proje kapsamında ABD’de mango Çin’de ise domuz etinin tüm üretim süreçlerinin izlenebilirliği bu teknoloji ile sağlanmıştır. Günümüzde 10 dolayında büyük gıda üreticisi ve perakendecisi firma blockchain teknolojisini kullanmaya başlamış durumdadır.

Gıda izlenebilirliği, toplam kalite kontrolünün ayrılmaz bir parçasıdır. Özellikle, tüketici bilincindeki artış ile birlikte tüketicilerin tükettikleri gıdaların kökeni, nasıl işlendikleri ve sunuldukları konusunda daha net ve tatmin edici bilgilere ulaşma ihtiyacı içerisindedir. Gerçekte hep var olan bu istek son yıllarda tüketici tercihleri açısından daha da belirleyici olmaya başlamıştır. Gıdanın küreselleşmesi ile birlikte gıda zinciri de daha karmaşık bir hal almıştır. Bu karmaşık zincir yapısı gıdanın izlenebilirliği önündeki en büyük sorun durmaktır.

İzlenebilirlik için en kritik aşama gıda üretim süreçlerindeki tüm aktörlerin aktif işbirliğidir. Zaman zaman bu aktörlerin taleplerinde çakışmalar ya da zıtlıklar meydana gelebilmektedir. Küresel gıda sektöründe izlenebilirliği tam olarak sağlayabilmesi için tüm verilerin dijitalleşmesi belirli avantajlar sağlamaktadır. Günümüzde gıda izlenebilirliği amacıyla Küresel İzlenebilirlik Standardı GS1 yaygın olarak takip edilmektedir. Otomatik veri sağlama araçları (barkodlar, RfiD) yanı sıra yenilikçi izleme teknikleri de (DNA markerlar ve izotop testler) tesadüfi örnekleme yoluyla gıda izlenebilirliğinde kullanılabilme potansiyeline sahip enstrümanlar olarak dikkat çekmektedir.

Blockchain teknolojisi, klasik veri bankacılığı yoluyla saklanmayacak verileri güvenli depolama ve analiz etme olanağı sunan yenilikçi bir yaklaşımdır. Bu teknolojinin en özgün yanı değiştirilemez bir kripto forma sokulması ve her bir verinin yalnızca tek bir gıda ya da gıda girdisini temsil etmesidir. Dolayısıyla tek bir veri ile birden fazla ürünün üretimi ve satışını gerçekleştirme gibi yasadışılığın önüne geçilmektedir.  Mevcut izlenebilirlik sistemleri verilerin merkezileştirilmesi ilkesine dayanmaktadır. Dolayısıyla, yasal ya da yasadışı yollardan veriler ulaşma olanağı bulunan kişilerce bu verilerin değiştirilebilme olasılığının bulunması gıda güvenliği, adil rekabet ve gizlilik ilkesi açısından soru işareti yaratmaktadır.

Geleneksel bilgi işleme teknolojileri, verilerin manipülasyonuna açıktır. Blockchain teknolojisinde ise siteme yüklenen veriler kripto forma dönüştürülmekte ve değiştirilmemektedir. Blockchain teknolojisi siteme sensörler aracılığıyla yüklenen ve kripto formda dijitalleştirilen verilere dışardan sızmalara (virüs yoluyla) karşı da son derece korunaklıdır. (şüphesiz mevcut teknoloji ve bilgi birikimi ile).

Blockchain teknolojisi temelli bir tedarik zinciri kalite yönetim işleyiş modeli görseldeki gibidir.

 

Kaynak: Chen ve ark. (2017).

Blockchain-based Supply Chain Quality Managment (Uyarlanmıştır).