Proofstack nasıl oluştu?
Ağabeyim Hasan Kurtuluş’la birlikte 4 yıl önce girişimimize başladık. Hayalimiz uluslararası bir kayıt birliğinin oluşabileceği yönündeydi, şu anda o doğrultuda ilerliyoruz. Bu kayıt birliği blockchain ile oluşabilecekti. Bunun akabinde Vietnam’da bir şirket kurduk. Orada daha önceden çalıştığımız kişilerin ve alanında yetkin kaliteli insan gücü olması sebebiyle Vietnam’ı seçtik. İsim olarak copyright ve robot kelimlerinden gelen Copyrobo’yu tercih etmiştik fakat sonrasında ürettiğimiz delil skalasını telif hakkı delillerine eklemeler yaparak genişlettik; tespit alanında, doküman belgelenmesi ve işlemlerin legal olarak kullanılabilmesi için ihtiyaç duyacağınız her türlü delili sağlamaya başladık. Bu sebeple ismimizi Copyrobo’dan Proofstack olarak değiştirdik. Yani, sadece telif hakkıyla ilgili delil sağlamaktan öte doküman, işlem (transaction) ve mevcudiyet (existence) delilleri sağlamaya doğru girişimimizi büyüttük. Sonuncusu üzerinden bir örnek vermem gerekirse, örneğin bir araba kazası esnasında dışarı çıkarak olayı videoya almanızla birlikte konum ve koordinatları da alıyor ve direkt olarak sigorta şirketinin ekranına gönderebiliyorsunuz. Böylece işlerinize devam ederek gereksiz zaman kaybı yaşamamış oluyorsunuz. Bu sayede hem dolandırıcılık engelleniyor hem de hızlı bir şekilde doğru tespit yapılıyor.
Telif hakkı konusunda ise burada bir notere gittiğinizde belgeniz Türkiye’de kabul görür ama dünyada kabul edilmez. Bizim yaptığımız anlaşmalar ve blockchain teknolojisi sayesinde tüm dünyada kabul edilen bir delil oluşturuyoruz. Bunu mobil cihazlarda yapabiliyoruz. 4,5 milyar dolarlık bir yatırımla 4 sene boyunca çalışmamız sonucunda yeni olarak kurumsal paketlerimiz için satışlara başlıyoruz. Bu minvalde Türkiye’nin en büyük patent şirketi ile anlaştık, hem iş ortağımız hem distribütörümüz olacaklar. Bu modeli bütün dünyaya uygulamaya başlayacağız, yıllık 500 milyon dolarlık bir yazılım ihracatı hedefimiz var.
Blockchain tarafında ciddi inovasyonlar yapmaya devam ediyoruz. Eserlerin devirlerinden tespitlerine, her şeyi bütün elektronik platformlarda çalışmalarımıza devam ederek sağlamayı planlıyoruz.
Blockchain teknolojisini ne şekillerde kullanıyorsunuz, biraz açabilir misiniz?
Bitcoin, Ethereum, Litecoin, diğer blockchain teknolojileri ve nitelikli zaman damgası kullanarak fikrî hakların ya da diğer tespit ve delillerin, mobil telefonlardan tek tıkla dünya çapında korunmasını sağlayan dünyadaki tek şirketiz. Blockchain gelecektir. Hayatımızda büyük yer edecek ve dünyanın ekonomi ve devlet kurgusunu, insanın yerini ve pozisyonunu ciddi şekillerde değiştirecek bir teknolojiden bahsediyoruz. Ancak henüz yasal regülasyonu sağlanmadı, o sebeple biz Türkiye’de TÜBİTAK gibi nitelikli elektronik sertifika hizmet sağlayıcılar aracılığıyla aldığımız nitelikli elektronik zaman damgası kullanıyoruz. Elektronik noter gibi düşüneceğimiz bu kurumlara devlet yetki veriyor. Devletin notere ve nitelikli zaman damgası otoritelerine verdiği yetkiyle iki taraf da eşdeğer bir delil elde edebiliyor. Türkiye’de 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu’na göre, bizim uygulamamızla elde ettiğiniz belgeler mahkemede delil olarak kullanılabiliyor. Avrupa Birliği ülkeleri için de farklı kurumlar aracılığıyla aynı durum geçerli.
Blockchain tarafı bunun alternatifi diyebiliriz. Bu ülkelerle gidip tek tek anlaşmalar yaparken bir yandan Bitcoin, Ethereum, Litecoin ve Dashcoin’de işlemler yapıyoruz. Sizin eserinize kurumlar aracılığıyla zaman damgası yapmak yerine Bitcoin ya da Litecoin’de işlem gerçekleştiriyorsunuz, o da esasında bir zaman damgası oluyor. Bitcoin gibi blockchain yapılarında, yaptığınız işlemlerle reddedilemez kayıtlar oluşturuyorsunuz, dünyayı değiştirecek olmasının sebebi bu. Biz, günümüz ve gelecek için en önemli ve geçerli delili üretecek bir şirket haline geliyoruz. Bitcoin’in resmi olarak kabul edildiği ABD, Kanada, Hindistan ve Japonya gibi ülkelerde, bu işlemleriniz de otomatik olarak geçerli oluyor.
San Fransisco ve Dubai‘de ödüller aldık ve çok daha iyileri geliyor. Dünyada blockchain teknolojisini kullanan nadir şirketlerden biriyiz. Birçok startup var ama ticarileşen şirket sayısı bunların içinde çok az. Sonuç olarak, doğru bir strateji kurarak bir çözüm bulduk ve blockchain teknolojisini kullanılabilir bir hale getirdik.
Türkiye’nin blockchain teknolojisine uyum sağlamada ne durumda olduğunu değerlendirir misiniz?
Şu anda dünya ekonomi kurgusu, yapılar ve birlikler değişiyor. O sebeple, bir üretimin milli olması değil, bir birliğin öncüsü olmak daha çok önem kazandı. Türkiye bu işin çok gerisinde diyemeyiz; çünkü dünya da yeni tanışıyor. Küresel sermaye olarak adlandırabileceğimiz, dünya ekonomisinin öncüsü şirketler bazında bu alanda yatırımlar artıyor. George Soros yakın bir zamanda bu alana yatırım yapacağına dair açıklama yaptı. Çin’de 1,5 milyar dolarlık bir blockchain girişimleri destekleme fonu oluşturdular.
Dernek olarak amacımız bu konudaki farkındalığı artırmak, çalışmalara katkı sağlayarak bu işi Türkiye’ye kazandırmak. Türkiye olarak, blockchain’in kıymetini ve nasıl kullanacağımızı düşünüp hızlı bir şekilde aksiyon almamız gerekiyor. Devlet, finans, bankalar, girişimler ve dışardan fon sağlamamızla çok yakından ilişkili bir teknolojiyle karşı karşıyayız. Örneğin, ICO’larla çok ciddi fonlar sağlayıp insan kaynağını Türkiye’ye çekebiliriz. Bizim bir stratejiye ihtiyacımız var, devlet bir inisiyatif ortaya koyduğunda şirketler de çalışır ve yatırım yapar. Basamak basamak düşünmek durumundayız. Siz bu insan kaynaklarını geliştirmezseniz ileride finans sisteminizin başkaları tarafından kontrol edilme riski ortaya çıkar. Örneğin, WhatsApp şu anda blockchain ile para transferini başlatıyor. İnsanlar tabii ki bu teknolojiyi kullanacaklar. Gerçek anlamda İstanbul’u bir finans merkezi olarak kurmak istiyorsak, blockchain stratejisini finans merkezi deklarasyonu içine koymak durumundayız. BLASEA‘da (Avrasya Blockchain ve Dijital Para Araştırmaları Derneği) genel olarak hedeflerimiz de bu şekilde. Bununla ilgili Rusya’dan bir davet aldık ve ben Rus parlamentosunda ortak kripto paralar ve kayıt birliği üzerine bir konuşma yaptım. Akabinde, Rusya Devlet Başkan Yardımcısı bir açıklama yaptı; Avrasya ülkelerinin bu konuda çok hızlı ilerlediğini ve Rusya’nın da adapte olması gerektiğine dair konuştu.
Şu an rezerve dayalı, istatistiklerle ölçülebilen ekonomilerden; işleme dayalı, anlık olarak arz ve talebin ölçülebildiği ekonomilere doğru gidiyoruz. Böyle bir gidişat, dolara karşı alternatiflerin oluşabileceği anlamına geliyor. Biz bu alternatif fırsatları avantaja çevirmeliyiz. Blockchain, olsa güzel olur ama olmasa da olur diyebileceğimiz bir teknoloji değil; bir mecburiyet. Ya bunun içinde var olacaksın ya da yok olacaksın. Ben bunu sadece teknoloji olarak da görmüyorum, blockchain aynı zamanda bir felsefe ve hukuk sistemi. Avrupa’da 28 ülkede geçerli olan zaman damgalarının yarattığı tasarruf yıllık 415 milyar Euro. Blockchain, şirketlerinizin ticari rekabet avantajı bakımından düşündüğünüzde inanılmaz bir katma değer yaratıyor. Türkiye bunun öncüsü olmaya çok uygun, bölge ülkelerini etkilemeye ve onlara yol gösterici olmaya çok müsait bir pozisyondayız. Biz de bu yönde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Son olarak, kripto paralar hakkındaki düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Kripto para, blockchain teknolojisinin olmazsa olmazı; çünkü bu bir ekonomi kurgusu. Dünyada ticaret var, ticareti blockchain olarak düşünürsek; ticarette kullandığımız kâğıt para yerine kripto paraları kullanıyoruz gibi varsayabiliriz. Ticaret olsun ama para olmasın diyemeyeceğimiz gibi, blockchain olsun ama kripto para olmasın da diyemeyiz. Kripto paranın kara para aklama, yasa dışı alım-satım gibi dezavantajlarını görüyoruz ancak aynı tehlikeler şimdiki sistem için de geçerli. Bunları görmezden gelmemek açıkça konuşabilmek gerekiyor.
Kripto paranın işleme dayanması gerekli; işlem olmadan sadece bir vaatle, bir fikir birliği sağlamadan bunu başarmak mümkün görünmüyor. Biz, en üst tabakadaki şirketlerden biri olarak kripto para arzı yapmak istiyoruz, o sebeple işlemlere dayanan, bir değer olarak değiştirilebilecek bir kripto para birimi yaratmayı amaçlıyoruz. Bu sene içinde bunu gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Kaynak; MAGG4